2019 Seçimlerine iki yıldan daha az bir süre kaldı. Cumhurbaşkanı bu süre içerisinde, parti teşkilatlarında yenilenmeye giderek daha iyi sonuç alınacağını zan ediyor.Doğru ve yanlış bir çok ismin bu süreçte değişmesini temin ettirdi.
Seçilen yeni kadrolar ile chp ye muhalefet ve fetö konuları sürekli işlenerek, her zamanki gibi bu seçimde de yüzde ellibirin üstünde bir oy alacağını hesaplıyor. Bu hesabı tek başına yapmıyor. Bu güne kadar bu çalışma şekli ile bütün seçimleri kazanarak geldiler. Fakat unuttukları çok önemli bir konu var. 2007 yılına kadar nerede ise bütün konuşmaları iktidar değil sanki muhalefet partisi gibi idi ve bundan büyük oranda faydalandılar. Fakat artık bu konuların tekrarı insanlarda bıkkınlık meydana getiriyor. Ama menfaatları gereği etrafındaki her konuya duyarsız milletvekilleri ve yalakalar yüzünden hiç kimse itiraz etmeden aynı şeyleri tekrar ediyor.
Bu güne kadar ey ME HA PE, ey CE HA PE diyerek yapılan muhalefetin sonu göründü, artık ey mhp diyemiyeceklerine göre sadece eyy chp ve kılıçdaroğlu ve fetö ile bu seçimi kazanmanın mümkünü kalmamıştır. MHP nin devletin bekası mevzuundaki her zamanki asil duruşu, onun muhalefet partisi olmaktan vazgeçeceği şeklinde anlaşılmamalıdır. Yapılacak her yanlışın, aziz Türk milletine zarar verecek her tavrın karşısında mhp yi bulacağını partinin yöneticileri bilmelidirler. Mhp nin olumsuz ve yıkıcı muhalefet yapmaması demek, memleket meselelerinde istedikleri gibi serbest olacakları gibi algılanmasın. Türk milletini ilgilendiren her hadisede mhp devletin yanında, yapılan yanlışlarında ikazcısı olmaya devam edecektir.
Aziz Türk milletine bir çok konuda yalan söyleyen,( burada kibarlığı elden bırakarak, böyle bir yazıda yalan kelimesini kullanmamak gerekir iken, umursuz ve arsızca yalan söylendiğini görerek başka bir kelime kullanmak istemedim.) Ak parti yöneticileri, artık bu yalanlarının ayaklarına dolanacağını ve birilerinin bu yalanları yüzlerine bütün seçim sürecince vuracağını hesaplamalıdırlar.
Türk milleti kan ağlıyor. Türkiye vahşice ve canice ve hatta alçakca cinayetler, hırsızlıklar arsızlıklar ve yolsuzluklar ülkesi haline gelmiş,( dikkat edin geliyor demiyorum ) ve hiçbir millet vekili bu konuda bir kelam etmiyor. Zan edersiniz ki Türkiye sütliman herkes kendi işinde ve gücünde. Yüzbinlerce polis ve jandarma istihdam ediliyor. Kocaman ve şatafatlı, ismi adalet sarayı olan, fakat içinde adaletten zerre bulunmayan binalarda, umursamaz ve hissiz binlerce savcı ve hakim çalışıyor, kararlar alıyor, insanlar ağlıyor ve çaresiz, fakat adalet sarayının sahipleri maaşlarını gönül rahatlığı içinde alıp,bu bela bir gün bizimde kapımızı çalar, en azından siyasilere bu yanlışları götürelim kanun teklifli haline getirilsin ve bu asayişsizlik bitsin demiyorlar.
Onlarca hukuk ve mülkiye mektebi mezunları, sevinç içinde tayinlerini bekliyor ve insan haysiyetini yerle bir eden, insanlarda devletine güveni sıfırlayan, şerefsiz ve hırsızları arkalayan ve cesaret veren, mazlumların sinmesine veya kendi adaletini tesis için eline silah almasına sebeb olan kanun diyemiyeceğim, haksızlığın temini için çıkarılmış şey ler ile , korkak ve pısırıkça daima zalimi arkalayan ve şımartan kararlar vermekte ve akşam olduğunda da vicdanları rahat bir şekilde evlerinin yolunu tutmaktadırlar.
Türkiye hanımını, kızını veya bir başka yakınını, gönlünün istediği gibi, istediği yerde, acımasız ve alçakça öldürenlerin cenneti haline geldi. Haberleri seyredemiyor ve dinleyemiyoruz. Bizi bu kadar üzen ve hayata küstüren bu haberleri sadece bizmi seyredip kahroluyoruz? Siyasiler bu haberlerden neden habersizmiş gibi hayatlarına hiçbir şey olmamış gibi devam edebiliyorlar. Ak parti hükümeti ve milletvekilleri aziz Türk milletini bütün dünyaya rezil eden, Müslüman bumu diye sorduran bu cinayetlerin her birinde, milletin sinirlerini yatıştırmak ve gazını almak için yalan söyleyerek, en kısa zamanda idam cezası gelsin meclisten geçsin ben derhal imzalarım diyen bir cumhurbaşkanını yıllardır seyrediyor ve dinliyor.
Türk milletinin aklı ve hafızası ile alay eden Ak parti yöneticileri, milletvekilleri ve bizzat cumhurbaşkanı şunu unutmuş görünüyor. Zafere en yakın olduklarını zan ettikleri gün, Türk milleti tarafından al aşağı edilen siyasiler ile doludur tarihimiz. Günde onbeş bin vakit namaz kılsanız, kabeyi yeniden yapsanız, millete verdiğiniz sözleri tutmaz, yalan söylemeye devam ederseniz, bu millette sizi yerin dibine gönderir. Türk milletinin gönlü ve kalbi kan ağlıyor. Haberler göğsümüzü sıkıştırıyor. Sinirlerimiz geriliyor, hükümetten ve siyasilerden bir çıkış bekliyoruz, fakat heyhat. Yatıyorlar kalkıyorlar feto, Almanya veya eyy Amerika.
Kendi oturduğu dalı kesmeye bu kadar hevesli hiçbir parti Türk siyasi hayatında olmamıştır. Alçakca işlenen her cinayetten sonra sıkılmadan ve utanmadan insanlara en kısa zamanda ceza kanunlarımızı değiştireceğiz, biz milletimizin bekasını ve huzurunu isteriz, AB şöyle demiş böyle demiş bizi ilgilendirmez diyenler, üç beş ay sonra hiçbir şey olmamış ve hiçbir söz vermemişler gibi hayatlarına devam edip, tekrar ey chp, kılıçdaroğlu ,eyy Almanya , eyy fetö diyerek her seçimi kazanacaklarını zan ediyorlar. Oysa milletin vicdanı rahatsız, hırsızların ellerini kollarını sallayarak gezmelerine yüzlerce defa yakalanıp, savcı ve hakimler tarafından serbest bırakılmalarını artık kaldıramıyor. Soruyorlar bu kadar polise ve jandarmaya ve hakim ve savcıya bütün bu maaşları ve harcamaları ne için veriyoruz. Birileri evini geçindirsin diyemi, yoksa devletimiz bizi huzurlu ve emin yaşatsın, bana bir haksız saldırı olduğunda kendimi müdafaa etmek ihtiyacını hissetmeyeyim, devletim bana zarar verenlerden hesap sorsun diyemi?
Onlarca defa yazdım. Denetimli serbestlik ve adli kontrol ile serbestlik denen iki tane insan fıtratına aykırı, arsızları ve hırsızları arkalayan, mazlumları üzen ve devletlerine en ihtiyaçları olduğu zamanda, kendilerini sahipsiz hissettiren bu kanunları değiştirin, bu kanunlar o kadar suistimale sebeb oluyor ki artık mazlumun ahı cihanı tuttu diye. Fakat ne yaman bir haldir ki, hiçbir siyasimizin ağzından bu ahlaksız yasaların büyük yanlışlık olduğunu ve hemen kaldırılması gerektiğini söyler iken duymadım. Onların milletten daha önemli işleri var. Her kes karısını kızını istediği gibi kesebilir. Sonra kıravat takar ve iyi halden cezası indirilir. Hırsız yüz defa yakalanır ve hakim tarafından anında bırakılır ve bırakıldığı gün tekrar hırsızlık yapar ve tekrar yakalanır ve bırakılır. Yaşı on altı olan bir hırsız yirmi iki defa aynı suçtan yakalanmış. Yahu bu alçak her yakalandığında sadece bir ay hapis yatsa iki yıl eder.
Bu nasıp bir hukuk ve adalet. Bu adalet ve hukuk ile bu insanlar sizi daha ne kadar omuzlarında taşır. 2019 gelmeden bu şerefsiz yasaları düzeltmeyen bir hükümet, aynı nakaratlar ve yalanlar ile bu seçimi kazanamaz. Vallahi hesabı da çok ağır olur. Yollar yapılmış,köprüler, alt geçitler yapılmış, ama adam yolda silah çekip beni geçtin diye kurşun sıkıyor, araba ve adam delik deşik.alt geçitte elin kızını istediği gibi sıkıştırıp taciz edip doğruyor. Heyhat birde bakıyorsunuz aynı adam aynı suçu defalarca işlemiş. Silahı nereden bulur, kim bu adamı nasıl bırakır çık işin içinde çıkabilirsen. Adam bakıyor ki ne yapsa yanına kar kalıyor, kovboy misali önüne gelene kurşun sıkıyor, yaralı hastanede can çekişiyor, adam adli kontrolla serbestlik denen adi yasa ile salıverilmiş. Şimdi kan davası denen belanın neden bitmediğini anlıyorsunuz. Şahıs devlet tarafından korunmaz, haklı davasında devleti yanında bulamaz, devlet denen mevhum katilin yanında yer alırsa, o da kendi adaletini temin etmeye çalışır.
15 Temmuzu dilinden düşürmeyen hükümet. Nerede ise bütün gazi ve şehit yakınları ile yapılan konuşmalar ve mülakatlar. Vatandaşlar ile yapılan mülakatlar. Binlerce defa seyrettiğimiz şehid ve gazi olan insanların mücadeleleri ile alakalı çekimler. Bütün bunlar unutulmasın tamam. Çok önemli bir hadise atlattık. Türk milleti devletine sahip çıktı. Buraya kadar tamam. Fakat sahip çıktığı devlet, kendisi için canını veren, gazi olan insanlarına sahip çıkıyormu, yoksa her kes yaşadığı acı ile başbaşamı?
Her miting de ve toplantıda insanlar ellerinde urganlar ile idam isteriz diye yırtınır. Canları yanmıştır. Kimisinin evladı, kimisinin anası veya babası şehid edilmiş veya yaralıdır. Büyük bir badire atlatılmıştır. Fakat hükümetin yaptığına bakıyorsunuz bu vahim hadiseyi sadece bir seçim malzemesi yapmış her türlü suiistimal edici çalışmaların içinde fakat bir tane yaraları saracak, insanları mutlu edecek, intikam duygularını köreltecek yasa çalışması ve hatta teklifi dahi yok. Sadece sanki iktidar değiller muhalefetlermiş gibi, yasa gelsin hiç düşünmem onaylarım diye milletin aklı ile alay eden siyasiler. Bu yasayı ben teklif etmeyeceğim her halde. Millet adına sizi seçtik ve görev verdik. Sizden de bu yasanın geçirilmesini binlerce defa istedik. O zaman ne diye duruyorsunuz ve yasaları meclise getirmiyorsunuz. Hem muhalefet ve hemde iktidar her konuda ayrı düşünür iken, bu yalana her iki taraf ta ortak. İktidar idam yasası ve diğer adi suçlar ile ilgili yasaları tanzim ve teklif etmiyor, muhalefette kendi teklifini getirmiyor.Her iki tarafta Avrupa birliğine verdikleri sözü çiğneyemiyor, fakat millete de yalan söylemeyi de ihmal etmiyor.
Akp hükümeti 2019 seçimlerini kaybeder ise, gözyaşı dinmeyen bu insanların vermeyeceği oylar ile kaybedecektir. Diğer siyasilerin adaylarının ve oylarının toplamı ile değil, milletle alay ettikleri, onların acılarını siyasi ranta çevirmeye çabaladıkları ve verdikleri sözü tutmadıkları için kaybedeceklerdir. Bu yazım bir ikaz ve tavsiye olsun. Onbeş yıllık iktidarlarında yapmış oldukları bayındırlık hizmetlerini, insanların rahatı ve huzuru için yapamadılar. İnsanlar sokakta gezemez, malını ve canını koruyamaz oldu. Türk vatandaşlarının yaptıkları kanunsuzluklar yetmedi, son zamanlarda Türkiyenin suçlular için cennet olduğunun farkına varan, Türkmenistan, kırgızıstan, Afganistan ve diğer uyruklu insanlar güpegündüz adam kaçırmaya, öldürmeye ve hırsızlık yapmaya başladılar. Nede olsa denetimli serbestlik ve kontrollu serbestlik denen koruyucu melekleri var.
Adi suçlulara adam gibi ceza vermeyen hükümet, sürekli üretime katkısı olmayan polis ve jandarma işe almakta, kocaman hapishaneler yapıp oraları doldurmaktadır. Türkiyenin yarısı polis olsa yarısı sivil, eğer kanunlarınızın içi boş ve değersiz ise o polislerin yakaladıkları suçluları serbest bırakan ve taltif eden kanunlarını var ise veyl o devletin başına. Hükümetimizi, milletvekillerimizi buradan ikaz ediyorum. Artan suçlarda sizin büyük vebaliniz var. İhanet gibi ihmalinizin cezasını, devletine güvenen mazlum insanlar canları ve mallarını kaybederek ödüyorlar. Bu yanlış gidişe bir son verir iseniz ne ala aksi halde eyyy Avrupa beslediğin teröristler bir gün döner seni vurur dediğiniz gibi, devlet koruması altına aldığınız zalim ve alçaklar da bir gün döner sizi vurur. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. 2019 seçimlerinde görüşmek ve hesaplaşmak ümidi ile. Türk milletine Allahına emanet ediyorum. Sizi ise Allaha şikayet ediyorum. Bizzat ben alamadığım hakkımı size haram ediyorum.
Not: adi suçlular ve idamlık suçlarda ne gibi cezalar caydırıcı olur diye sorarsanız, inanın millet sizden daha iyi biliyor. Her hangi bir suça ne gibi bir ceza verilir ise o suçu işleyecek olanlar bin defa düşünürün cevabı, o hiç kaale almadığınız aziz Türk milletindedir.