Üçüncü olarak paylaşılan eski yurt parçamızda Kafkas atabeyliği olarak anılan, eski Kıpçak yurdumuz olan bu gün bir kısmı Gürcistan sınırları içinde yer alan Acara yurdumuzdur. Bu yurt parçamız, islamdan önce buralara gelen çeşitli Kıpçak boyları tarafından binlerce yıl öncesinden Türk yurdu haline getirilmiş, o günlerden bu günlere yer isimleri buna en büyük şahittir.
Bizim Batum, gürcülerin her Türkçe isme bir i nispet eki ile söylediği şekli ile Batumi bu acara yurdumuzun baş şehridir. Bu şehrimiz büyük han Batu hanın ismini taşır. Kuzey sınırları abhazya, güney sınırları Türkiye ve gürcistanın diğer kısımları ve doğusu gene Gürcistanın diğer vilayetleri , batısı ise Karadeniz ile çevrilidir. Bu yurt parçamız elimizden diğer Kıpçak yurtlarımızın alındığı yıllarda çalınmış ve büyük bir zalimlik ile hatıralarımız silinmek istemiştir. Gürcülerin Sa atabego diye isimlendirdiği bu koparılan parçamızın büyük kısmı bu gün gürcistan’a bağlı adjara özerk bölgesidir. Acarlar diğer Kıpçak boyları olan avar, Macar,hazar, Bulgar,tatar,hungar v.s gibi sonu ar (er kişi) ile biten Türkçe bir isme sahiptir. Osmanlı devletinde bu bölgenin ismi Kafkas atabegliği idi.
Sa kartvelo, sa atabego söylemi, diğer bir çok Kıpçak boyda olduğu gibi sa, sı,su v.s şeklinde söylenen bu ek atabeylik, bizim atabeylik manasını ihtiva eder. Kars anlaşması ile elimizden çıkan bu yurt parçalarımız yapılan özel anlaşmalar ile bir gün olur plebisit yapılma imkanı olur ise daima üzerinde hakkımız olduğunu teyit eden anlaşmalar ile bırakılmıştır. Dikkat edilir ise petrol olan yerlerin tamamı o günlerde elimizden alınmıştır. Rusya bununla da yetinmemiş sürekli olarak kars ve ardahanı da istemiştir. Bu istemenin sebebi ise elimizden alınmış yerler için bir talepte bulunmamızın önüne geçmek ve elimizdeki ile yetinmemizi temin içindir.
Büyük devletler sürekli olarak etrafımızda kurmuş oldukları suni küçük devletçiklere bizim yurdumuzda yerleri olduğunu telkin ile onların bu hayal peşinde bizi yormalarını temin etmek istemişlerdir. Gürcistanda sadece tifliste gürcüler yaşamasına ve etrafında gürcülük ile alakalı her hangi bir millet olmamasına rağmen, kendi derdi ile uğraşması gereken Gürcistan yıllarca kadim gürcü yurdu diyerek Bayburt ilimizden itibaren bu yurt parçamızı haritalarda göstererek hak iddia etmiştir. Bu gün gelinen noktada bırakın Bayburt ilimizi, kendisine suni olarak yamanan yerleri tek tek kaybetmeye başlamış ve ülkenin birliği için yanında olan tek devlette Türkiye olmuştur.
Hart, nart, sart isimlerinin tarihi süreç içinde neyi temsil ettiğini bilmeyen insanlarımız, tarihçi ve dilcilerimiz elin adamının yurdumuz üstünde ki emellerinden vazgeçmesini temin edecek bu yer ve boy isimlerimiz ile hiç ilgilenmemiştir. Oysa yakın zamana kadar Bayburt ilimizin hart isimli bir ilçesi var idi. Bu ilçenin aynı zamanda hart isimli bir ovası var idi. Bu hart ovasında Selçukluya tabi Müslüman Kıpçaklar ile Gürcistan için savaşan daha gregoryen olmamış Katolik Kıpçak Türkler arasında meydan savaşı olmuş, kardaş kardaşı vurmuş idi. Bu Katolik Kıpçaklar daha sonra gregoryen hristiyan olarak büyük oranda gürcü kültürü etkisi ile erimeye başlamış iken, dillerini ve Türklüklerini unutmadan Müslüman olmuşlardır. İşte bu Müslüman olup dillerinde önceki hayatlarından karışan gürcüce aile ismi ve gürcüce kelimeler ile karışık bir dil konuşan bu günkü acarları meydana getirmişlerdir. Acarca’nın temeli Kıpçak Türkçesi olup içinde Gürcüceden kelimeler de vardır. Gürcülerin de aslen Kıpçak olması hasebi ile bu karışım daha hızlı olmuştur. Fakat Türkiyemizde öyle bir hastalık var ki oda bilmeden herkese yanlış isim vermektir. Ülkemdeki herkes her Karadenizliye laz, her Artvinliye gürcü demek gibi bir yanlışın içinde olmaya da devam etmektedir.
Bu arada Bayburt ilimizin hart ilçesinin ismini değiştirenler 1998 senesinde Aydıntepe isimli şehir levhasının yanında oğlum ile beraber beddua ettiğimi bilsinler. Yurdumuzdaki pırıl pırıl Türkçe yer isimlerini manasını bilmedikleri ve araştırma yapmadan değiştirdikleri için bu değişikliği yapanları Allaha şikayet ediyorum.Urfada mukim hartavi ailesi de işte bu bölgeden urfamıza göçmüş Kıpçak bir aile olup, değişik soy isimler taşımalarına rağmen Hart ismini unutmayarak, kendilerine hartlı isminin farsi söylemi ile hartavi demektedirler.Bu aile bu gün aslını unutmuş, kimi köyler Kürtçe, kimileri Arapça ve kimileride Türkçe konuşmaktadırlar.
Bu milliyet değişikliğine örnek olarak birisini hatırlatır isem herkes ne demek istediğimi anlayacaktır. Bundan önceki Gürcistan cumhurbaşkanı şahakaşvili işte böyle gürcüleşen bir Kıpçak ailenin evladıdır. Ailenin seceresinde onaltıncı yüzyılda iran şahına bu aileden gelin gittiğini ve ailenin aslen Kıpçak Türk olduğunun kayıtları var. O kayıtlarda ailenin şah aka oğlu olan isminin değiştirilerek gürcüce şah aka şivili haline getirildiğini ve kendilerine gürcü asilzadeleri içinde yer verildiğini biliyoruz. İşte bu Kıpçak kardeşlerimiz böyle böyle kimliklerini kaybetmişlerdir. Şah ismi oralarda yaygın bir isim. Aka ismi şimdiki şekli ile ağa ismi dir.Bu gün gürcistandaki erkek ve kadın isimlerinin hristiyan kültüründen gelmeyenlerinin nerede ise tamamı Türkçedir. Nüfusun büyük kısmının soy adı ve aile adı da Türkçedir. Bejanidze (beşen zade- Peçenek oğlu) Turmanidze (turman oğlu) Aslanidze ( Arslanoğlu) bu ve benzeri örnekleri daha çoğaltabiliriz.
Fakat acara bölgesinde meskun olan bejanidze ismini hafızanızda tutunuz. Aynı ismi kuzey ırak faslında tekrar ele alacağız ve oradaki en büyük aşiretin aslının Kıpçak soylu Türkler olduğunu göreceksiniz. Türk kültüründen ve harsından nasipsiz yöneticilerin kasıtlı bozucu ve unutturucu eğitimleri sayesinde Edirne ile kars arasına sıkıştırılmış yeni nesil, atalarının mirası üzerine kurulu ellinin üzerindeki devletlerin geçmişini ve kendi toprağı ve insanı olduğunu unutmuştur. Bu devletlerin kurulmuş olduğu etnik kavimlerin nüfus olarak bu devletlerin içinde azınlık olduğunu ve zaman içinde Türk asıllı nüfusu Türkiye sürerek, asimile ederek ve katlederek çoğunluğu teşkil ettiğini yeni nesil bilmez. Bu günkü bulgaristanın tamamını Bulgar zan ettikleri gibi.Her Suriyeliyi de arap zan etmektedirler.
Batum elimizden alınarak, kurulan acara özerk bölgesinin başkenti yapıldı ve gürcistana bağlandı. Fakat genede haklarımızın olduğunu ve acara bölgesinde bir gün seçim ile Türkiye’ye bağlanmak talep edildiğinde o hakkımızın olduğunu bilmenizi isterim. Tıpkı Kırım gibi. Tabii bunlar bizim güçlü olmamız halinde olabilecek işler olduğundan, düşmanlarımız güçlenmememiz için ellerinden her geleni arkalarına koymamaktadırlar. Rabbim her şeyin hayırlısını nasip etsin. Milli hafızamızı bize bağışlasın. Bu mazlum yurt parçalarımızın bir gün bizimle hemhal olacağı günleri yakınlaştırsın. Vesselam