İnsan Olmanın Üst Formu; ŞAHSİYET

İnsana verilen iki büyük lütuf vardır; Ahlak ve Akıl…

Ahlak, bir disiplin sahasıdır…

Akıl ise bu disiplin içinde varlığını ikame eden bir mecburiyet alanı…

İnsanın bir konusu olmalı…

Konusu ve kaygısı…

Kendine ve kendi kendine konusu olmayan bir insanın ‘insan’ olarak ‘şahsiyetli’ olması mümkün değildir.

Şahsiyet, insanın kendini hayatın tabi seyrine ve çalkantılarına bırakması halinde içinde yaşadığı hayat ile mizaç özelliklerinin harmanlanmasından meydana gelebilir. Fakat kendine ve hayata müdahale etmeyen insanda şahsiyet oluşmaz ve gelişmez.

İletişimsel gerçekliğin ilk şartı sağlam birer kafa oluşturmaktır…

Sağlam kafa güçlü irade…

Güçlü İrade ise Şahsiyet inşâ eder…

Şahsiyetsiz bireyler ve kadrolar ‘böcek sürülerinden farksız değildir.’

İnsanın böcekleşme temayülünden kurtulmasının ilk şartıdır; ŞAHSİYET…

Goethe’nin kulakları çınlasın…

İnsan olmanın ya da üst insan olmanın ilk formudur; ŞAHSİYET…

İnsanda VAR olan idrak mekanizması, idrak faaliyeti iki unsurludur.

İdrak; yani ANLAYABİLME mahareti DÜŞÜNME ve YORUMLAMA maharetinden doğar.

Düşünebilen ve düşündüğünü YORUMLAYAN idrak edebilir…

Şahsiyetin akıl ile zekadan beslenmesi müthiş bir hadisedir.

Akıl veya zekâ, şuur oluşmadan şahsiyet inşâ edilemez.

Bu hale idrak kuvveti de yetmez…

İnsanın kişilik sahibi ŞAHSİYET’inin olması için;

1-Akıl

2-Zeka

3-Düşünce Gücü

4- Yorumlama kabiliyeti

5-Ahlak

6-Estetik Algı

Olması gerekir…

Hayır ve Muhabbetle…