YEREL

İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın

6 Şubat depremleri, Türkiye’nin devlet-millet dayanışmasını en üst seviyede ortaya koyduğu bir dönüm noktası olmuştur.

Devlet, yıkılan evleri yeniden inşa ederek, milyonlarca insanın hayatına dokunan büyük bir misyon üstlenmiştir. Bu adımlar, devletin halkını yaşatarak kendi varlığını güçlendirme idealini ne denli önemsediğinin bir göstergesidir. Ancak, bu çabaların daha etkili ve bütüncül bir şekilde yürütülebilmesi için bazı eksikliklerin giderilmesi şarttır.

Maliye Bakanlığı ve Vergi Düzenlemeleri

Devletin deprem bölgelerine yönelik reaksiyonlarında mali alanda aksayan noktalar görülmektedir. Vergi borçlarının yapılandırılması, mali cezaların affı ve küçük esnafın ekonomik hayatta kalmasına yönelik desteklerin hızla hayata geçirilmesi gereklidir. Maliye Bakanlığı, bu süreçte daha aktif bir rol üstlenmeli ve esnafın üzerindeki yükü hafifletmek adına kapsamlı teşvik programlarını devreye almalıdır.

KOSGEB ve Diğer Hibe Kurumları

Deprem bölgelerindeki küçük esnafın ve sanayicinin toparlanması için KOSGEB, TDK gibi hibe ve teşvik sağlayan kurumların sahada daha etkili çalışması gerekmektedir. Bugüne kadar açıklanan programlardan birçok esnafın hala faydalanamamış olması büyük bir eksikliktir. Bu kurumların özel projelerle deprem bölgelerine yönelik hızlı ve etkili çözümler üretmesi şarttır. Yeni hibe paketleri hazırlanmalı ve bu bölgelerde ekonomik faaliyetlerin sürdürülebilirliği sağlanmalıdır.

Bürokrasinin Rolü ve Yerel Siyasetin Önemi

Bürokrasi, devletin aldığı kararların sahada uygulanmasında daha özverili bir çalışma sergilemelidir. Yerel siyasetçilerin, milletvekillerinin ve belediye başkanlarının sahadan ilettiği talepler dikkatle dinlenmeli ve bu talepler devletin en üst kademelerinde değerlendirilmeye alınmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi Kahramanmaraş Milletvekili Zuhal Karakoç Dora’nın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalarda belirttiği gibi, bölgenin ihtiyaçları yerinde tespit edilip hızlı reaksiyon gösterilmelidir.

Kamu Zararlarının Önlenmesi ve Denetim

Devletin bölgede yaptığı devasa yatırımların denetim altında tutulması hayati önemdedir. Hak sahipliği başta olmak üzere, olası kamu zararlarının önüne geçmek için bürokrasi ve denetim mekanizmaları etkin şekilde çalışmalıdır. Devletin deprem bölgesinde ortaya koyduğu “insanı yaşat ki devlet yaşasın” şiarı, yapılan her yatırımın amacına uygun kullanılmasıyla anlam kazanacaktır.

Sonuç: Daha Güçlü Bir Türkiye İçin Ortak Çaba

Bugün, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, deprem bölgelerine yaptığı yatırımlarla tarihî bir sorumluluğu yerine getiriyor. Ancak bu süreç, sadece maddi yatırımlarla değil, kurumların etkin çalışması ve milletin taleplerine kulak verilmesiyle başarıya ulaşabilir. Deprem bölgelerinde ekonomik ve sosyal hayatın yeniden inşasında milletin temsilcilerinin sözleri dikkate alınmalı, tüm adımlar sıkı denetimle güvence altına alınmalıdır.

“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” düsturu, yalnızca bir ideal değil, Türkiye’nin geleceğini şekillendiren bir rehber olmalıdır.