Tarih boyunca, gayrimüslimin en çok saldırdığı konu Ehl-i İrfan’ın yok edilmesi oldu.
Nitekim gayrimüslimlerin bu girşimleri başarılı olmuş, 1920’de hilafet makamını kapatarak adeta İslam-ı Aliyeye ve Ehl-i İrfana sözde darbe vurmuştur.
Bunun altındaki en yegane sebep aziz Türk miletinin tarih boyunca devleti yıkılsada devletsiz kalmayışıydı. Çünkü Türk miletinin o manevi gücünü Ehl-i İrfan oluşturuyordu.
Ehl-i İrfan kültürünün alt yapısını Tasavvuf oluşturuyor. Bugün ise gayrimüslim’in o kadar zarar verip yok edemediği Ehl-i İrfanı yok etme projesi aralıksız devam ediyor.
Son zamanlarda kendinin Ehl-i Tarik olduğunu ifade eden bazı soytarılar çıkmış bir takım projeleri hayat geçirdi.
Türkiye’de bu tarz projelere ışık tutan, Ehl i İrfan’ı bildiğini söyleyen fakat insanların Ehl-i İrfana gösterdiği ilgi ve alakadan rahatsız olan bazı din kitleleri, ne yazık ki; ‘biz dinin ulemalarıyız’ diyorlar.
Ben de onalara sesleniyorum; Diyanet İşleri Başkanlığında bulunan müftüler siz ulema deyilsiniz. Elbette içinizde bu kabiliyete sahip kullar çıkabilir.
Fakat her müftü bir ulema deyildir. Ehl-i İrfana giden insanların kendilerine gelmesini beklercesine, bunu göremeyincede garimüslimlerin projelerine çanak tutmak kabul edilebilir bir durum değil.
Siz dinimübine sahip çıkmakla yükümlüsünüz.
Kahramanmaraş dahil ülkenin tümünde, en güzel sokak ve caddelerini bu ümmet camilere ayırmıştır. Siz bu ümmetin dinine sahip çıkmazsanız o camilerin kirasını ödeyemezsiniz… sayın Müftüler…
Gelin, dinimübine, ümmetin inancına sıkı sıkı sarılalım.
Özellikle gayrimüslimin, Ehl-i İrfana tokat atmaya çalışmasına çanak tutmayalım.
Kahramanmaraş müftüsünün bundan yaklaşık bir ay önce çıkıp Cuma Namazı öncesinde verdiği vaazda ‘Çocuklarınız alimleri, dini öğrendikten sonra öğrensin’ şeklinde konuşmuştu.
Akabinde de ‘yok sarıklı, yok cübbeli tarikat ve cemaatlere çocuklarınız güvenmeyin, devletin dini, diyaneti var’ ifadeleriyle, 20 milyon gönüllüsünün bulunduğu bir ülkede vatandşları karşı karşıya getirmek bana göre bulunduğu kurumla çelişen bir ifadedir.
Müftü bey yaptığı hatanın farkında olmasa da bu söylemi kabul edilebilir değil. Cemaatlere, tarikatlara yönelik söylemi kabul edilebilir değil.
Bu ülkenin 70 milyon vatandaşını Ehl-i Tarik vatandaşlarımızla sarık ve cübbeli diye karşı karşıya getirmek bir Müslimanın en son düşüneceği şey olmalı.
Bu ifadelerin altındaki sebep bir sapığın çocuğa tacizde bulunmasıydı.
Bu olayın üzerinden 10 gün sonra farklı bir ilde Diyanete bağlı kurumda bir imam’ın 9 yaşındaki bir çocuğa tacizde bulunması arasında bir fark var mı? Sapık kimde, nerde olursa olsun sapıktır. Lanetlenecek bir durumdur. Bunun camisi, cemati, tarikatı olmaz…
Ancak burada bir tanesi proje, zihniyeti bozukların adamı, Dinimübine zara vermek için kurulmuş bir teşkilat. Bunu ayırt etmek gerek. Bu, emniyet ve sitihbarat birimlerince biliniyor. Bu konuda hüküm veren Diyanet’in hangi birimden bu bilgiyi aldığını teyit etmek lazım.
Hal böyleyiken çocuklarımızı kime emanet edeceğiz…
Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde, Diyanetin Kuran Kursunda yaşanan olaylar herkesin malumu…
10 yaşındaki bir çocuğa başka bir çocuğun eziyet görüntüleri kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Şimdi buradan soruyorum müftü beye; “Biz çocuklarımızı kime emanet edeceğiz?”
Kurumunuzda çocuklara eziyet ediliyor…
Elbistan’da Kuran kurs merkezinde, nöbetçi hoca ek ders ödeneği alacak ama gece nöbetçi olduğu yerde bulunmayacak.
15 yaşındaki çocuğa denetmenlik görevi verip evine gidecek. Çocukta Kurs’ta diğer çocuklara terör estirecek.
Aceba Diyanet İşleri Başkanlığı bu hocayla ilgili bir işlem yaptı mı? Herkes bu sorunların yanıtını arıyor.
Ayrıca 15 yaşındaki çocuk polis gözetiminde tutuluyor.
Dayak yiyen 10 yaşındaki çocuk ise devlet korumasına alındı. Ek olarak bu bilgiyide vermiş olayım.
Bu konuyla ilgili son durum hakkında İl Müftülüğünden kamuoyunu bilgilendirmesini ve çocuklarımızı da kime emanet edeceğimiz sorusunun cevabında bekliyoruz.
Son olarak…
Ehl-i İrfan, Peygamber Efendimizden günümüze var olan bir yoldur. Bu yol o günden bu güne muhafaza edilmektedir. Devletin üniter yapısına da katkı sunmaktadır.
Ancak son zamanlarda ‘yeni FETÖ bunlar mı?’ diye bir takım söylemler dolaşsa da ben aziz milletimize sesleniyorum;
Eğer, Ehl-i İrfan devletin kademelerine sızacak olsaydı devleti ele geçirirdi. Bizim devletimizin geçmişi, 1350 küsür sene evveliyata dayanıyor.
Bugüne kadar böyle bir şeye tenezzül etmeyen Ehl-i İrfan’ın bugünden sonrada bir tehdit oluşturması anlamsız bir söylemdir.
Ehl-i İrfan’ın omurgasını Ehl-i Beyt oluşturmaktadır.
Peygamber Efendimizin ailesi oluşturmaktadır.
Geçmişi 50-60 yıllık olan bir FETÖ’ye benzetmek bir akıl yoksunluğudur.
Hayırla ve hoşça kalın…