“Avrupa ve Türkiye ilişkilerinde dikkate değer gelişmeler yaşandı” diyen Karakoç, Türkiye’nin AB üyeliği, NATO’daki stratejik konumu ve Avrupa güvenliği açısından taşıdığı kritik önemin Avrupa liderleri tarafından giderek daha fazla dile getirildiğini vurguladı.

Türkiye’yi yeniden masaya çekme çabası mı?

Son dönemde özellikle Almanya ve Polonya gibi ülkelerin Türkiye’ye yönelik söylemlerinde dikkat çekici bir yumuşama yaşandığını belirten Karakoç, Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un Türkiye’yi AB Liderler Zirvesi’ne davet etmesini ve Polonya Başbakanı Donald Tusk’un Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediğine dair açıklamalarını bu sürecin bir yansıması olarak değerlendirdi.

Kahramanmaraş’ta Rezerv Alandaki Esnaflar Yeni Noktalara Taşınıyor Kahramanmaraş’ta Rezerv Alandaki Esnaflar Yeni Noktalara Taşınıyor

Karakoç, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Avrupa üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, Türkiye’nin NATO’daki kritik rolünün Avrupa’nın güvenliği açısından vazgeçilmez bir unsur haline geldiğini kaydetti. Fransa, İngiltere ve Türkiye Genelkurmay Başkanları’nın Paris’te Avrupa güvenliği konusunda yaptığı toplantının da bu sürecin bir göstergesi olduğunu belirtti.

Türkiye’nin stratejik konumu ve Batı’nın hesapları

Karakoç, Türkiye’nin enerji transferindeki rolü, milli savunma sanayiindeki ilerlemeleri ve düzensiz göç yönetiminde Avrupa için kritik bir ortak olduğuna vurgu yaparak, Avrupa’nın Türkiye ile iş birliği yapmadan kalıcı çözümler üretemeyeceğini ifade etti.

Ancak, Avrupa ülkelerinin Türkiye’ye yönelik bu ilgisinin uzun vadeli bir politika değişikliği mi, yoksa kısa vadeli çıkar hesaplarının bir sonucu mu olduğu konusunda dikkatli olunması gerektiğini belirtti. Karakoç, Fransa ve Almanya gibi ülkelerin geçmişte Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olumsuz tutum sergilediğini hatırlatarak, bu gelişmelerin stratejik bir okuma gerektirdiğini dile getirdi.

ABD’nin Türkiye politikası ve NATO Genel Sekreteri’nin çağrısı

Karakoç, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin AB’ye yönelik “Türkiye ile iş birliği yapın” çağrısını hatırlatarak, ABD’nin Türkiye ile Avrupa arasındaki ilişkileri güçlendirmek istediğini ancak Türkiye’ye karşı mesafeli duruşunu sürdürdüğünü belirtti.

 “Türkiye, milli duruştan taviz vermemeli”

MHP’li Zuhal Karakoç, Avrupa’nın Türkiye’ye yönelik tutumundaki değişimin ihtiyatla ele alınması gerektiğini belirterek, “Türkiye, milli duruşundan ödün vermeden, hak ve çıkarlarını ön planda tutarak AB ile ilişkilerini şekillendirmelidir” dedi.

Karakoç, Türkiye’nin AB sürecini bir milli mesele değil, stratejik bir hamle olarak değerlendirmesi gerektiğini vurgulayarak, “Türkiye, bağımsız ve güçlü bir devlet olarak, eşit ve adil bir çerçevede AB ile ilişki kurmalıdır” ifadelerini kullandı.