Ancak bu kritik görevi üstlenen personel, özlük hakları, yetkiler ve ekipman eksiklikleri nedeniyle ciddi sorunlarla karşı karşıya. Üstelik doğa koruma ve milli parklar bünyesinde görev yapan personel, yaban hayatını koruma ve kaçak avcılıkla mücadelede de etkin bir rol oynuyor.
Bu zorlu görevler, büyük riskler içeriyor ve yapılan işin önemi, statü ve donanım açısından desteklenmeyi gerektiriyor. Ancak mevcut durum, memurların hak ettikleri desteği alamadıklarını açıkça gösteriyor.
DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NA BAĞLANMALI
Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde hizmet veren Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği etkili güvenlik yetkisi açısından İçişleri Bakanlığı’na bağlanması gerektiği fikri uzun süredir gündemde.
Orman muhafaza memurları, doğrudan sahada kaçak avcılara ve yasa dışı faaliyetlere karşı mücadele ediyor. Bu mücadele, güvenlik hizmetleriyle doğrudan ilişkili bir görev tanımı içeriyor. Kaçak avcıların yivli silahlarla hareket ettiği alanlarda yalnızca tabancalarla mücadele etmeye çalışan memurlar, defalarca hayati risklerle karşılaştı. Geçmiş yıllarda yaban hayatını koruma esnasında memurların şehit edilmesi, bu görevin gerekliliğini ve aciliyetini ortaya koyuyor.
Bu sebeple, İçişleri Bakanlığı’nın doğrudan koordinasyonu altında çalışan bir yapıya geçiş yapılması, hem yasal altyapıyı güçlendirecek hem de doğa koruma faaliyetlerinin etkinliğini artıracaktır. Tarım ve Orman Bakanı ile İçişleri Bakanı’nın bir araya gelerek, bu konuda kapsamlı bir istişare yürütmeleri elzemdir. İlgili genel müdürlüklerin de katkısıyla, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir kuruluş olarak faaliyet göstermesi sağlanmalıdır.
TESİSAT VE ÖZLÜK HAKLARI İYİLEŞTİRİLMELİ
Orman muhafaza memurlarının temel taleplerinden biri, mevcut kadrolarının yaptıkları işe uygun hale getirilmesidir. Genel idari hizmetler sınıfında değerlendirilen memurlar, üretim ve teknik hizmetler sınıfına ait görevleri üstleniyor. Bu durum, memurların hem iş yükünü artırıyor hem de statü ve haklarını sınırlıyor. Teknik işlerde çalışan memurların “tekniker” unvanıyla görevlendirilmesi ya da Emniyet Hizmetleri Sınıfı’na dahil edilmesi, bu sorunların çözümüne yönelik önemli bir adım olacaktır.
ETKİLİ EKİPMAN VE GÜVENLİK İHTİYACI
Kaçak avcılıkla mücadelede tabancalar yetersiz kalıyor. Kaçak avcılar, genellikle yivli silahlar gibi uzun menzilli ve etkili silahlar kullanıyor. Orman muhafaza memurlarına, uzun namlulu silahlar gibi etkili ekipmanların tahsis edilmesi gerekiyor. Bu, hem personelin güvenliğini sağlayacak hem de kaçakçılarla mücadelede etkinliği artıracaktır.
TARIM VE ORMAN BAKANI İLE İÇİŞLERİ BAKANI’NIN İSTİŞARESİ ÖNEMLİ
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün, İçişleri Bakanlığı’na bağlanma süreci için Tarım ve Orman Bakanı ile İçişleri Bakanı’nın bir araya gelerek kapsamlı bir istişare yürütmesi gerekmektedir. Bu görüşmeler, orman muhafaza memurlarının görev alanlarını daha güvenli hale getirecek ve etkinliğini artıracak adımların önünü açabilir. İlgili genel müdürlüklerin katkılarıyla oluşturulacak düzenlemeler, doğa koruma alanında yeni bir dönemin kapısını aralayabilir.
SONUÇ
Orman muhafaza memurları, yalnızca doğayı değil, toplumun ortak geleceğini de koruyor. Ancak bu görevleri yerine getirirken ciddi risklerle ve sorunlarla karşılaşıyorlar. Hem özlük haklarının iyileştirilmesi hem de güvenlik donanımlarının artırılması şarttır. Bunun yanı sıra, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün İçişleri Bakanlığı’na bağlanması, memurların görevlerini daha etkin ve güvenli bir şekilde yapmasını sağlayacaktır. Bu konuda, Bakanlıklar arası istişare ve iş birliği acil bir ihtiyaçtır. Doğanın korunması ve gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakılması için bu adımların atılması hayati önemdedir.