Akdeniz Bölgesi’nde faaliyet gösteren bazı zeytinyağı fabrikalarının üretimden arta kalan zeytin posalarını üçüncü şahıslara sattığı ve bu posalardan sahte zeytinyağı üretildiği iddiaları, tehlikenin boyutlarını gözler önüne seriyor.

Şifa Sofralardan Zehire

Dulkadiroğlu’nda 24 Kasım Öğretmenler Günü coşkuyla kutlandı! Dulkadiroğlu’nda 24 Kasım Öğretmenler Günü coşkuyla kutlandı!

Edinilen bilgilere göre, zeytin posalarına pamuk yağı, kanola yağı ve diğer ucuz bitkisel yağlar ekleniyor, ardından kimyasal esanslarla zeytinyağına benzetiliyor. Sofralarımıza koyduğumuz şifa kaynağı bir anda sağlığımızı tehdit eden bir zehire dönüşüyor. Halkın sağlığı ve güveni sahtekarların ellerinde oyuncak ediliyor.

Hakiki Emek ve Sahtekarın Ucuz Oyunu

Bir litre hakiki zeytinyağı üretmek için 5 kilogram zeytin harcayan üreticiler, sahtekarların 5 kilogram zeytin posasından 5 kilogram sahte zeytinyağı çıkardığını anlatıyor. Bu korkunç gerçek, emeğin ve sahteciliğin arasındaki uçurumu acı bir şekilde gözler önüne seriyor.

Çiftçilerin ifadelerine göre, hakiki bir litre zeytinyağı çiftçiye 300 TL’ye mal oluyor. Ancak sahte yağların 150 TL’nin altında satıldığını görmek mümkün. Ucuz fiyatlarla tüketiciyi yanıltan bu sahte ürünler, yalnızca ekonomik bir kayıp değil; aynı zamanda ciddi bir sağlık riski.

Yetkililere Çağrı: Denetimler Yetersiz mi?

Bu skandalın ardından gözler yetkililere çevriliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu süreci ne kadar yakından izlediği merak konusu. Sağlık Bakanlığı ise sahte zeytinyağlarının halk sağlığı üzerindeki etkilerini derinlemesine araştırmalı.

Hatay, Kahramanmaraş ve çevre illerde denetimlerin artırılması artık kaçınılmaz bir ihtiyaç. Zeytinyağı üretim tesislerinden piyasaya kadar uzanan zincirde etkin bir denetim yapılmadıkça, bu sahtecilik sona ermeyecek.

Sahteciliğe Karşı Caydırıcı Yaptırımlar Şart

Sadece denetim yeterli mi? Kesinlikle hayır! Sahtecilikle mücadelede caydırıcı cezalar olmazsa, bu işin önü alınamaz. Halkın sağlığını hiçe sayanların “bir para cezasıyla” kurtulması kabul edilemez. Daha sert ve kararlı adımlar atılmalı; bu işin bedeli yalnızca ekonomik değil, hukuki de ağır olmalı.

Tüketici Ne Yapabilir?

Bizlere düşen görev de büyük. Öncelikle, ucuz zeytinyağlarına karşı dikkatli olmalıyız. Hakiki zeytinyağının belli bir maliyeti vardır; 150 TL’nin altında satılan yağlara güvenmeyin. Şüphe duyduğunuz ürünleri ilgili mercilere bildirmekten çekinmeyin.

Hakiki zeytinyağı almanın en güvenli yolu, çiftçilerden ya da güvenilir markalardan doğrudan temin etmektir. Kaliteden ödün vermeyin; sağlığınızı riske atmayın.

Sofralarımızı Korumak Hepimizin Görevi

Zeytinyağı sahteciliği, yalnızca bireysel bir sorun değil, toplumsal bir krizdir. Hepimiz bu konuda bilinçli olmalı, yetkililerden etkin önlemler talep etmeliyiz.

Unutmayalım, sofralarımıza güvenle koyabileceğimiz bir zeytinyağı için mücadele etmek hepimizin sorumluluğudur. Şifa kaynağı olan zeytinyağımızın zehre dönüşmesine izin vermeyelim. Bugün bu konuda sessiz kalırsak, yarın sağlık sorunlarıyla baş başa kalabiliriz.

Şimdi harekete geçme zamanı! Sofralarımızı, sağlığımızı ve geleceğimizi korumak için birlikte hareket etmeliyiz.