Kahramanmaraş’ın ve deprem bölgesinin yeniden inşası sürecine dikkat çeken Karakoç, yalnızca fiziki yapılanmanın yeterli olmadığını, ekonomik ve sosyal kalkınmanın da mutlaka sağlanması gerektiğini vurguladı.
“6 Şubat Sabahı Hayat Bizim İçin Durdu”
Depremin acı bilançosunu hatırlatarak sözlerine başlayan Karakoç, “Tam iki yıl önce bugün, pek çoğumuz sevdiklerimizle son kez olduğunu bilmeden vakit geçirdi. 6 Şubat sabahı, sadece enkaz altında yitirdiğimiz canlarımız için değil, hepimiz için hayat durdu. O sabah, Kahramanmaraş’ta ve birçok şehirde adeta zaman dondu” dedi.
Depremin yalnızca binaları değil, insanların hayatlarını, hayallerini ve umutlarını da derinden sarstığını belirten Karakoç, Kahramanmaraş halkının büyük bir dayanışma örneği sergilediğini ifade ederek, “Tıpkı İstiklal Harbi’nde olduğu gibi, hemşehrilerimiz vatan ve millet bilinciyle canla başla mücadele etti. Kendi yaralarını sarmakla kalmadı, başkalarına da umut oldu” diye konuştu.
“Devletimiz ve Milletimiz Omuz Omuza Verdi”
Devletin ve milletin, depremin ardından büyük bir seferberlik ruhuyla hareket ettiğini vurgulayan Karakoç, “Devletimiz tüm kurumlarıyla, milletimiz tüm fertleriyle, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz tüm gücüyle yaralarımızı sarmak için sahaya indi. Bu büyük felakette, birlik ve beraberlik ruhumuzun ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha gördük” ifadelerini kullandı.
Deprem sonrası başlatılan konut ve altyapı projelerinin büyük bir öneme sahip olduğunun altını çizen Karakoç, “Kahramanmaraş’tan vazgeçmeyeceğiz! Bu şehir küllerinden yeniden doğacak, her anlamda daha güçlü hale gelecek” diyerek kararlılık mesajı verdi.
“Bilimsel Veriler Esas Alınmalı, Yeni Felaketlerin Önüne Geçilmeli”
Kahramanmaraş ve deprem bölgesinin yalnızca fiziksel olarak yeniden inşa edilmesinin yeterli olmadığını ifade eden Karakoç, ekonomik, sosyal ve kültürel rehabilitasyonun da sağlanması gerektiğini dile getirdi. Yeni yapılaşmada mutlaka bilimsel verilerin dikkate alınması gerektiğini belirterek, şu uyarılarda bulundu:
• Fay hatlarına kesinlikle imar izni verilmemeli,
• Deprem toplanma alanları oluşturulmalı,
• Kentsel dönüşüm projeleri hızlandırılmalı,
• Depreme dayanıklı şehircilik anlayışı esas alınmalıdır.
Karakoç, bu önlemlerin hayata geçirilmemesi halinde benzer felaketlerin tekrar yaşanabileceğini vurgulayarak, “Kahramanmaraş, gelecekte de güvenle yaşanabilir bir şehir olmalıdır” dedi.
“Ekonomik Kalkınma Olmadan Yeniden İnşa Mümkün Değil”
Şehrin ekonomisinin tekrar canlandırılması gerektiğini belirten Karakoç, “Depremzede vatandaşlarımızın geçim kaynaklarını korumak için esnafımıza, sanayicimize ve çiftçimize özel teşvikler sağlanmalı. Kahramanmaraş’ın sanayi ve ticaret gücü artırılmalı, tekstil, gıda ve tarım sektörlerinde yeni yatırımlar teşvik edilmelidir” şeklinde konuştu.
Bu kapsamda bölgedeki sanayi kuruluşlarının desteklenmesi, küçük ve orta ölçekli işletmelere özel finansman imkanları sunulması gerektiğini ifade eden Karakoç, Kahramanmaraş’ın güçlü üretim altyapısına sahip olduğuna dikkat çekerek, bu potansiyelin mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
“Deprem Bilinci ve Afet Eğitimleri Yaygınlaştırılmalı”
Deprem sonrası yaşanan psikolojik travmaların göz ardı edilmemesi gerektiğini söyleyen Karakoç, özellikle çocuklar, yaşlılar ve engellilere yönelik özel rehabilitasyon programlarının artırılması gerektiğine dikkat çekti.
Afet bilincinin küçük yaşlardan itibaren kazandırılması gerektiğini vurgulayan Karakoç, “Deprem bilinci ve ilk yardım eğitimi okullarda zorunlu hale getirilmelidir. Toplum olarak afetlere her an hazırlıklı olmalıyız” dedi.
“Kahramanmaraş’ın Şahlanış Destanı Yazılacak”
Kahramanmaraş’ın yeniden ayağa kalkacağına inancının tam olduğunu ifade eden Karakoç, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Bu şehir, her zaman olduğu gibi küllerinden doğacak! Kahraman şehrimiz, bir günün yıkıntılarından büyük bir şahlanış destanı yazacak. Afşin’den Pazarcık’a, Elbistan’dan Andırın’a, Nurhak’tan Göksun’a, Onikişubat’tan Dulkadiroğlu’na, Türkoğlu’ndan Ekinözü’ne, Çağlayancerit’e kadar her bir karış toprağımızda umut dolu yarınların türküsü yankılanacak. Biz bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz!”