Dünyadaki yaşamın arkasından bizi bekleyen sonsuz bir ahiret hayatı var...
Hesabımızı ahirete göre yapmalıyız...
Bizi hesaba çekecek olan Allah’tır...
Allah yokmuş gibi yaşayamayız...
Bizi yaratan O...
Bize her türlü nimeti veren O...
Bizi hesaba çekecek olanda O’dur...
Üstad Necip Fazıl,bir şiirinde yalnızlığını çok güzel bir şekilde ifade ediyor;
“Yeryüzü boşaldı,habersizmiyiz?
Güneşe göç varda,kalan bizmiyiz?...
Yine Mehmet Akif şiirinde insanların duyarsızlığını şu şekilde ifade ediyor;
“Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;
Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi! “
Aslında bugünümüzü ifade ediyor iki şairimizde...
İnsanlık bir buhranın içerisinde boğulmakta ve bir kurtarıcı bekliyor...
Zulüm ve haksızlık günümüzün en büyük hastalığı olmuş durumda...
Rüşvet ve haksız kazançla gününü gün eden azınlıklar,yükseldikçe yükselirken,diğer orta sınıf ve çoğunluk,acılar ve yokluklar içerisinde ezilmektedir...
Hırsın ve bencilliğin hakim olduğu 21.yüzyılda insanlık,bir arayışın ve bir bekleyişin pençesinde can çekişmektedir...
Yardımlaşmanın ve doğruluğun,ahlakın ve sevginin kaybolduğu çağımızda,insanlık yalnızlaşmakta ve sonu belli olmayan bir labirentin içerinde kaybolmaktadır...
Birilerinin ortaya çıkarak ;
“Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden
Çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden…”
Demesi gerekiyor...
Bu birini beklemenin de zamanı yok...
Bu biri sen,ben olabiliriz...
Bir söz vardır anonim olarak söylenen;
“Adam arayanlar,adam olsaydı,adam aramaya gerek kalmazdı...”
Geçenlerde ziyaretime gelen Faruk Yıldız ağabey çok güzel bir konuyu izah ettiler;
“Şimdiki zamanın bilginleri,kendilerini Kabe gibi zannediyorlar,insanların yanlarına gelmesini bekliyorlar...
Bu bencillikten başka birşey değil...
Halbuki onların insanları ziyaret etmesi gerekiyor...
Peygamberimiz ve onu takip eden gerçek alimlerin insanların ayağına gittiğini görüyoruz...
Kapı kapı dolaştıklarını görüyoruz...
Onun için ben haftanın belli günlerinde arkadaşlarımı ve öğrencilerimi ziyaret ederim...” dediler...
Hakikaten çok müteessir oldum,etkilendim...
Biz insanların kapısına varmalıydık...
Allah deyin,kurtulun demeliydik...
İnsanların ayağına gelmesini beklemek, kibir ve bencillikten başka birşey değildi...
İyiliği tüm dünyaya hakim kılmanın yolu, rahatımızı bozmaktan geçiyor...
Severek insanların ayağına gitmemiz gerekiyor...
Sadece kendisini mutlu etmek için çalışan kişiler bencildir...
Asıl mutluluk,başkalarını mutlu etmekten geçiyor...
Asıl mutluluk,başkaları için yaşamaktır...
Kişisel gelişim gibi yeni dünya düzeninin aldatmacaları,sadece kişiyi bencil yapmaya yönelik çalışmalardan ibaret kalmaktadır...
Böylece,ortaya karışık,sadece kendini düşünen,menfaatperest,kendine bile faydası olmayan nesiller yetişmektedir...
Gelin canlar bir olalım...
Çünkü,Gemi su alırsa hepimiz birlikte batacağız...
Kalın sağlıcakla...