Sultan Alparslan aslan gibi ‘alp’ler var etmiş bir milletin çocuklarına şöyle seslenmişti:
“Askerlerim! Kâfirlerin sayısı hesap edilemeyecek kadar çoktur. Onların yanında mancınıklar ve pek çok savaş aletleri vardır. Muvaffak ve muzaffer olmak istiyorsak, düşmanın içine girmemiz, onlarla göğüs göğüse savaşmamız, mancınıkları kurmalarına, savaş aletlerini kullanmalarına müsaade etmememiz gerekir. Sayımız az olsa da, ben minberlerde hem bize hem de Müslümanlara dua edilen bu vakitte düşmana saldırmak istiyorum. Bu vakit bütün minberlerde İslam orduları için dua edilen bir vakittir. Halk da bu dualara âmin diyecektir. Belki de Allah onlardan birinin duasını kabul eder. Ya Allah’ın yardımıyla zafere ulaşır, ya da şehit olarak Cennet’e giderim.
İçinizden beni takip etmek isteyenler arkamdan gelsin. Yaşamayı seven ve geri dönmek isteyenler ise kendilerine karşı herhangi bir kınama olmaksızın geri dönebilirler. Burada artık Allah’tan başka emir veren ve yasaklar koyan bir sultan ya da emirlere icabet eden asker yoktur. Ben de sizlerden biriyim ve bugün sizinle beraber savaşacağım. Benim ardımdan gelerek canlarını Allah’a hibe edenler için Cennet ve ganimet, bırakıp gidenler için Cehennem ve sefalet vardır.”
Bir iman ve cesaret manifestosuydu bu cümleler…
‘Hu’ ‘Hu ‘lara karışan aminler…
‘Gelin ey Fatiha’lar, Yasinler…’
Gelin ki ‘Fatihler dirilsin fethe hazırlanan topraklarda…’
Gelin ki fethedilen toprakta Fatihçikler oynayanlar tasfiye edilsin…
Sonra gökten bir niyaz…
Sultan Alparslan liderliğinde küfre, yanlışa, ve çirkine karşı bir kükreyiş…
Hiç çirkin ‘güzel’ karşısında durabilir mi?
Çirkin sabun köpüğüne benzer…
Bazen suyun üzerine gelse de, etki ve tepkisi geçicidir…
Toprağın üzerinde Diyojen ve askerleri silindi gitti…
Bir milletin tarihi serencamı ve öyküsü burada başladı…
Sonra Türk Milleti devam etti…
Merkez Anadolu, Ufuk tüm cihan…
Dünden bugüne;
Fatih’ler Süleymanlar yetişti…
Sinan’lar taşı işledi…
Ve Merkezin şu an ki lideri;
-Recep Tayyip Erdoğan ve kutlu kadrolar…-
Selam Saygı ve Muhabbetle…
Not: Malazgirt ruhunu canlandıran ve içimizdeki DİRİLİŞ ateşini Malazgirt anısına ateşleyen Okçular Vakfına ayrıca şahsım ve yaşadığım şehir adına teşekkür ederim…