Maalesef Türkiye’de aile kurumu hızlı bir şekilde savruluyor. Gittikçe eşler birbirinden uzaklaşıyor çocuk varsa çocuklar babasız veya annesiz bir hayat ile öksüz ve yetim büyüyor. Bu konun mutlaka hukukçu, pedagog, sosyolog, sosyal hizmet uzmanları, psikologlar tarafından irdelenmesi gerekir.
Aile kurumunun kurtarılması gerekiyor. Görüştüğümüz hukukçulara göre Türkiye’de boşanmanın ana sebebi şiddetli geçimsizlik nedeniyledir. Bu genel tanım altında binlerce sebep vardır.
Eşin diğer eşe şiddet uygulaması, dövmesi, hakaret etmesi, tehdit etmesi, Ailesi ile görüşmesini yasaklaması, ev ihtiyaçlarını karşılamaması, işsizlik ve eve para kazanılmaması, erkeğin başka kadınlarla yaşantısı, uyuşturucu uyarıcı madde kullanımı, fiziksel şiddet yanında psikolojik şiddet uygulanması gibi daha nice yazılabilecek sebeplerden oluşmaktadır.
Peki bunu önlemenin, aileyi kurtarmanın bir yolu yok mu? Mutlaka vardır. Her şey evde başlar. Her bir baba ve her bir anne çocukları için bir rol modeldir. Aile kurumu aynı zamanda bir okuldur. Çocuk küçüklüğünden gördüğünü tatbik eder. Ve psikologların en önemli tavsiyesi hiç bir zaman çocuklarınıza yalan söylemeyiniz tavsiyesidir ve bunun mutlaka uyulması gerektiğidir.
Yapamayacağınız alamayacağınız bir şeyi bunu açıklıkla çocuklara anlatmanız açıklamanız ileride çocukların karekterini olumlu yönde pekiştireceki. Boşanmanın önlenmesinde diğer önemli faktör akrabalık bağlarının korunması, sosyal iletişimin açık tutulmasıdır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bu konuda daha fazla yol yöntem geliştirmeli. Aile Mahkemeleri boşanma kararından daha çok uzlaşmayı önceleyen bir müesseseye dönüştürülmelidir. Ve en önemlisi kendi kendimize dönüp yeniden kendimizi keşif etmeliyiz.