Bundan önceki yazılarımda, adige isminin çeşitli söyleniş şekilleri ve manaları hakkında açıklamalarda bulunmuştum. Her yeni gelişme bu konuda tekrar tekrar yazmam gerektiğini ortaya koyduğundan, aynı ad ve manaları hakkında bir defa daha yazma ihtiyacı duydum.
Araştırmacı yazar Mehmet Kıldıroğlunun, Kırgızlar ve Kıpçaklar adlı kitabını okuduktan sonra Kırgız ve Kıpçak boyları içinde bulunan adige adının manası ve bulunuşu hakkında yazmam gerektiğine karar verdim.
Bu gün adige ismini taşıyan boy ve soyların yaşadığı alan olarak kuzey kafkasyanın orta kısımları olarak biliniyor. Baş kenti nalçık olan adige cumhuriyetinin haricinde, birkaç Kafkas cumhuriyetinde de adige nüfusu bulunmaktadır. Bayrakları üç ok ve on iki yıldızdan ibaret olan bu topluluk, oğuzların üç ok kolu ile aynı bayrağı ve ongunu kullanmakta ve on iki boy olarak ta teşkilatlanmışlardır. Oğuz boylarının bozok ve üç ok olarak iki kol ve on iki oymaktan meydana geldiği biliniyor. Adige ve daha bir çok Kıpçak boyları da bu on ikili veya yirmidörtlü sistem ile teşkilatlanmışlardır.
Kol ve boy sayılarının benzer olmasının haricinde, Kırgız ve Kıpçak boylu Türklerin en mühim destanlarından edigey mirza bahadır veya Kırgızların verdiği isim ile edigey bahadır destanında adı geçen yiğidin isminin bu Kafkas boylarının ortak ismi olması tesadüfi değildir. Bu kök ve soy birlikteliğinin büyük bir göstergesidir. Altınordu devletinin yıkılmasından sonra, edige mirza bahadıra tabii olan Kıpçak boylarının büyük bir kısmının bu günkü kuzey kafkasyanın orta kısımlarına geldiğini, bir kısmının ise, bir zamanlar geldikleri yer olan kuzey asya yolu ile Kırgızlar içine döndüğünü göstermektedir.
Kırgızlar ve Kıpçakların ortak geçmişi ile ilgili olarak yapılan bu çalışmalarda, Kırgızların en büyük boylarından birisinin adigine ismini taşıması kafkasyada ki adige topluluğu ile bunların aynı kökten geldiğini, aynı ismin hatıralarını kendi boy isimleri olarak yaşattıklarını göstermektedir.
Altınordu devletinin yıkılmasından sonra Kırgızlar içinde rastlanan ve Kıpçak boylu olduğunu bildiğimiz büyük boylar şunlardır. İçkilik, adigine,Tagay,monguş v.s dir. Kıpçak boylarının, genel olarak Kırgızların ön (sağ) kanat birliğine içkilik, adigine ve tagay olarak girdiğini, sol kanadına giren boyların saruu (sarıoğlu) kıtay ve kuşçu olarak tespiti yapılmıştır. Bu boylar içinde içkilik isminin de ayrı bir hatırası vardır. Büyük şehid, cahar Dudayev’e sormuşlar idi. Devletinizin tam adı nedir diye. O da, Çeçen içkeriya devleti ismini vermiş idi. İşte bu içkilik ve içkeriya ismi birbirinin aynı isimler olup, Türk devletlerinin merkezine verdikleri isimdir. İç , içeriler, merkez manalarını ihtiva eder. Kırgızların iç ve orta merkez boylarının adıda içkeriya gibi içkilik tir.
Kıpçak ismi Türk tarihinde zaman ile oluşmuş destanların içinde geçen bir isimdir. Bu destanlar oğuz destanı, dede korkut destanı,manas destanı, hanname, kobılandı batır destanı,edige destanı, er töştük destanı, coodarbeşim (çavdar- Çavuldur-peçenek) destanı,kurmanbek destanı,olcobay menen kişimcan destanıdır. Bu destanlarda bütün Türk boylarının isimleri geçer .
Edige destanı, yukarıda adı geçen destanlar içerisinde, Timur ile Altın ordu devletinin hükümdarı Toktamış arasındaki mücadelelerin içinde yer alan Edige’nin destanlaşmış hayatını anlatır. Tarihi bir destan değildir, ancak destanla ilgili tarihi gerçekler 14. Asrın sonu ile 15. Asrın başına rastlar. Bu zaman zarfında avrasyada cereyan eden olaylarda edige adına rastlanmaktadır. Edige destanında geçen tarihi olayların çoğu Altın ordu devletinde siyasi birliğin bozulmaya başladığı döneme denk gelmektedir. Bu sebeble edige destanı, Kırgız, Kıpçak ilişkilerinin araştırılmasında büyük öneme sahiptir.
Kırgızlar için başta kalmuklar olmak üzere düşmanları burut isminide vermişlerdir. N.A.Aristov , Adigine grubunun içinde börü (kurt) oymağının olduğunu belirterek, kalmuk ve Çinlilerin Kırgızlara börü anlamında burut demiş olabileceklerini yazmıştır.
Tarih boyunca Kıpçaklar, diğer milletler tarafından, dış görünüşlerine bakılarak, sarışın,sarı saçlılar, sarılar olarak manalandırılan kelimeler ile tarif edilmişlerdir. Bu tabir onların sarı saçlı ve mavi gözlü olmaları ile ilgilidir. Bu gün Kafkasya, kırım, kazan ve balkanlarda , doğu karadenizde bulunan Kıpçaklar açık tenli ve renkli gözlü insanlardır. Aynı zamanda Akdeniz kıyısı boyunca uzanan ülkelerde bu gün arapça konuşan ve Hanefi mezhebine mensup insanların büyük kısmı bu boyun mensuplarıdırlar. Diğer Hanefi mezhebi mensubu Türkler ise, anadoludan gidip yerleşen Türkmenlerdir. Kuzey kafkasyada ve başka yerlerde yaşayan ve adige olarak bildiğimiz insanlarda kuman-kıpçak soylu olup, genel olarak sarışınlıkları ile bellidirler.
Kırgız ve Kıpçaklarda bulunan adigine boyunun içinde olduğu boyların bir kısmı aşağıda yazdığım boylardar. Bu boylardan biriside ak Kıpçak boyudur.
Ak Kıpçak boylarından biriside börübay boyudur. Bu oymak börü adı ile Kırgız, solto, adigine ve Azık boylarının da içinde bulunur. Türklerde renkler yön bildirdiğinden buradaki ak Kıpçak sözünden, deş-i Kıpçak dediğimiz muazzam coğrafyanın güney kısımlarını kast etmiş oluyoruz.
Kıpçak isminin bir diğer şeklide Türkistan coğrafyasında kuman olarak bilinir. Kuman veya Kıpçak sözü aynı boyu ifade eder. Altaylarda bu kuman boyuna kumandin derler. Adigeler içinde en fazla nüfusa sahip olan kabarlar içinde kabardin sözü kullanılar. Bu söz kabarlar ve kumanlar demektir. Diğer dillerde olmayan bu ek, sadece kuman –kıpçaklara mahsustur.
Argın boyuda Kırgızlar içinde bulunan Kıpçak boylarındandır. Bu boyda Kırgızlar içindeki büyük boylardan adigine boyunun içinde yer almaktadır. Bu boyun ismine hem kafkasyada ve hem de anadoluda yer ismi olarak rastlamaktayız. Bu boy adigine içinde argınay ve argınbay olarak ta bilinmektedir. Adige isminin yer ismine dönüşür iken aldığı şekil, adigey dir. Bu değişimi burada argınay veya argınbay kelimesinde görmekteyiz.
Bir diğer adigine boyuda kaba oymağıdır. V.V Radlof, kaba oymağını, bugu, sarıbagış ve adigine boyları içinde göstermiştir. Macar alimi rasony,Kuman özel adları isimli kıymetli eserinde kaba isminin 1450 li yıllarda Romen ve Macarların han ve köy isimlerinde geçtiğini belirtir. Bir diğer Macar alimi gyula nemeth kaba adını kabar adı ile ilişkilendirmektedir. Bu gün adige boyunun on iki oymağından birisi olan kabar boyu, aynı zamanda Macarları meydana getiren on boydan, ( on ogur) birisini meydana getirir. Macarların tartışılmaksızın Türk kabul edilen iki boyundan birisi kabar, bir diğeri ise Kürt boyudur. Doğu karadenizde yerleşmiş olan kuman boylarından en kalabalığı ise bu gün kaba boyudur. Atmalı aşiretinin on iki oymağından birisi olan ve güneydoğu anadoluda bir kısmı Kürtçe konuşan bu oymak mensuplarının doğu karadenizde yaşayan kuman boylu akrabalarından haberleri yoktur.
Bir diğer Kırgız Kıpçak boyu olup adigine oymağı ile alakalı olan da, Kaman oymağıdır. Bu oymak ismi bir çok yerde kaban olarak ta söylenir. Kafkasyayı deş-i kıpçaktan ayıran büyük nehir de bu oymağın adını taşır. Kuban nehri ve havzası, Kumanların adını taşımaktadır.Kuman-kuban, koman-koban ve kobani, yani kobanlı olarak bu gün suriyenin kuzeyinde bize havlayanların aslında asıllarını unutan kuman Türklerinin ahfadı olduğunu gösterir. Fakat ne yazikki bu kelimeyi kürtçe zan eden safların içinde devletimizde vardır.Oysa saf kürtçe bir tane kelime dahi yoktur. Kürtçenin bütün kelimeleri Türkçe, farsça ve Arapçadır. Rakamlarının tamamı farsça olup, müstakil bir dil değildir.
Bir diğer Kırgız Kıpçak boyuda kurkta boyudur. Bu boy çin yıllığı veynamede on iki oymaktan meydana gelen kanglı oymağının içinde gösterilir. Kanglı ismini bu gün yurdumuzda Çankırı-kangırı, kangal ve kenger gibi isimlerde yaşatıyoruz. Rus alim Y.R. Vinnikov kurkta boyunu adigine grubunun içinde göstermiştir. S.Attukurovun şeceresinde ise adiginenin börü etnik grubunun sayak ve kuşçu boylarında üç kurtka olarak gösterilmiştir. Burada sayak boyundan söz etmek istiyorum. Cumhuriyet Halk partisi milletvekili selin sayak hanımın soy ismi bu boyun adını taşımaktadır. Sayak boyunun İzmir civarında olduğunu gösteren bir delildir. Fakat Selin hanımın bu soy isminden haberi varmıdır orasını bilemiyorum.
Kaşgarlı mahmud, Kurtka ismine divanında yaşlı kadın manasını vermektedir . Kırgız boylarından bagış etnik grubunun içindeki naymanlarda bulunan beş kempir, abışka (döölös, cetigen), üç abışka (saruu) beş abışka (adigine, saruu) ve kempir (adigine) kempir uulu (adigine) oymaklarında kurkta ile ilgili görmek mümkündür. Yukarıda adı geçen boyların ad açıklamalarını yapmıyorum,aksi halde yazının asıl maksadı koybolacaktır.
Karmış etnik grubu. S.M.Abramzon’un tespit ettiği kuzey Kırgız boyları adigine ve döölös’ün içinde karmış etnik grupları bulunmaktadır.
Kırgızlara verilen burut adının bir başka söylenişide purut’tur. Purut ırmağı ve tarihimizde baltacı Mehmet Paşa ile özdeşleyen prut bataklığı bu Kıpçak boyunun adını taşımaktadır.
Nogay boyu. Bu boy da Kıpçak boylarından en büyüklerinden olup, devlet kurmuştur. Nogay ordası isimli devletin, Nogayların mangıt boyunun kurduğunu biliyoruz. Bu gün maraşın Göksun ilçesinde kamışlı köyünde , köy ahalisinin büyük kısmı bir diğer Nogay boyu olan azgıt boyunun adını taşır. Bunlar 1864 büyük Kafkas göçü ile anadoluya gelen kuman-kıpçak boylu Nogaylardır. Kabarlar içinde uzun süre yaşadıklarından Nogayca bilmeyip kabarca konuşmakta ve kendilerini adige olarak ifade etmektedirler. Nogay ordasının en büyük hanıda, edige mirza bahadır han idi. Nogay ordasının etnik oluşumu Kırgız, Kazak, Özbek, Başkurt, idil tatarları, Karakalpak,Altay ve Kırım tatarlarının etnik oluşumunda yer almış oymaklardan müteşekkildir.
Ayrıca Kırgızların içinde bulunan kıpçakların adigine boyunun içinde Bargı etnik grubunun içinde de nokoy adlı bir oymak mevcuttur. Hoy Avarca it demektir. Nohoy Moğolca it, kurt demektir. Nogay isminin bir diğer manası da kurt demektir.Bu ismin kendi destanı da vardır.
Evliya çelebi, Moğol,boğol,kozak,heşdek,dağıştan,lezgi,Kumuk,tatar,buhara,ürümbet Nogay, ulu Nogay,kiçi Nogay,şıdak Nogay,haydak ve kırım bardakları oymaklarına Türk –Tatar halklarıdır demiştir.
Büyük tarihçi Zeki Velidi Togan Karakalpaklar arasında duyduğu Edige Toktamış destanını Romanyanın Köstence şehrinden geçtiği sırada bu destanı çok iyi bilen bir kişiden dinlediğini kaydetmiştir. Bu destanın romanyaya oraya göç eden Nogaylar vasıtası ile gittiğini tahmin ediyorum.
Sakal-sakaldı boyu, bu boyun adını Kırgız-kıpçaklarda çok duyuyoruz. 1061 yılındaki rus yıllığında iskal şeklinde polovets (Kıpçak)hanı olarak kaydedilmiştir. Sakal boyu Avarlar içinde de mevcuttur.K.maraş’ın Göksun ilçesinin ortatepe köyünde bu boyun adını taşıyan bir aile vardır.
Sarı, sarılar boyu. Bu boy Kırgız-kıpçak boylarının büyüklerindendir. Kıpçakların sarışın olmaları hasebi ile, bu isimle adlandırıldıklarını sanıyoruz. Bu sarılar boyunun en tamgalarının adı cagalmaydır. Bu birliğin içinde bugu, monoldor,sarbagış, çerik murzake boyları adigine boy birliğinin içinde yer alırlar.
Taz boyu. Bu boy da bir çok boyun içinde olmakla beraber, adigine boyu içinde de bulunur. Bu boyun adının anlamı, saçsız, ağaçsız, otsuz gibi, çıplak ve tüysüz anlamlarındadır.
Toru boyu. Bu boyun adının anlamı doru demektir. Atlarda en değerli at rengidir. Bu boyda toru oyçu olarak adigine boyunun içinde yer almıştır.Toru soy adını urfada arapça konuşan Türkmenlerde görmekteyiz. İbrahim Toru bey ve ailesi bu soy adını taşımaktadır. Bu gün, toru adını anadolu Türkleri doru olarak kullanmaktadırlar.
Akbaş boyu. Bu boyda Kırgız Kıpçaklarda boy adı olarak bulunur. Urfanın boz abad (boz ova) ilçesine akkoyunlu Türkleri ile gelip yerleşen akbaş boyundan söz edilir. Bu ad kazaklarda, Başkurtlar da, ve lakaylarda (Özbek) yer adı olarak bulunur. Ayrıca dağlık altayda ve kabardinlerde ve Nogaylarda yer adı olarak bulunur.
Saray boyu. Y.R.Vinnikoz, saray boyunu adigine boyunun içinde göstermiştir. Kırgız alimi Camgerçinov da saray boyunu adigine ve monguş boyları içinde göstermiştir. Türkler devletin merkezine, yönetim yerine saray derlerdi. Altınordu devletinin merkezininde adı saray idi. Aynı zamanda edige destanında han şehri olarak ta yer almıştır. Bu boyun ismi sarayda yaşayanlara verilmiş olmalıdır.
Gelelim bu ve buna berzer yazıları yazmamın sebebine. Dünyanın en geniş coğrafyasında yaşayan Büyük Türk milleti, binlerce oymaktan ve binlerce lehçe ile konuşan, yüz hatları birbirine benzeyen veya benzemeyen milyonlarca insandan meydana gelmiş olup, aradan geçen uzun zaman içinde, değişen lehçeler ayrı dillere dönüşmüş ve bu kardeşler birbirlerine yabancı olmuşlardır. Macar büyüklerinin şu an olsa Türkler ile asla savaşmaz idik, sözleri samimidir. Eskiler birbirlerini tanımıyorlar ve düşman zan ediyorlar idi, şimdi biz biliyoruz ki kardeşiz ve köklerimiz aynı. Kafkasyadan göç eden ve Türkçeden oldukça ayrılmış lehçeler konuşan ve Anadolu Türkünün bu insanları birbirinden ayırmadan hepsine çerkes ismini vermesi ile, bu kardeşlerimizin, sanki bir başka milletlermiş gibi görünmelerine sebeb olmuştur. Hem dil ve hem de töre birlikteliğimizin ortaya çıkması için uzun bir zaman ve araştırma gerekmektedir. Kuman-kıpçaklar hakkında elde edilen bilgiler arttıkça bu kardeşlerimizin de kuman-kıpçak soylu ve boylu Türkler olduğu ve tarihin her döneminde ortak bir geçmişe sahip olduğumuz ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu çalışmalarıma devam edeceğim inşallah. Allah şahittir, aslı ırki bir temayülüm olmamıştır. Burada ki tek gayem, bizim içimizden bize hasım milletler çıkarmaya çalışan, Türk düşmanlarına firsat vermemektir. Aziz Türk milletine hizmet ise islama hizmettir inşallah. Her şey Rabbimin rızası içindir vesselam.24.07.2017